En sevdiğimiz düğünler,pistin hınca hınç dolu olduğu düğünler. Öyle böyle değil, gerçekten tadına doyum olmuyor.
Düğün yapacak canım çift öncelikle sözüm sana. Düğüne çağrılacakların listesi hazırlanırken dik duruşunu kaybetme. Bilmemkim teyzenin amcasının oğlunun kızını düğüne çağırmak zorunda değilsin. Zaten onu tanımıyorsun bile. ‘Aa ayıp olur ama, onlar bizi çağırdı’ diyerek üstünde kurulan baskılara boyun eğme. Bunu okuyan sevgili anne, baba sen de kabul et artık, devir değişti. Bırak çocuk en mutlu gününde arkadaşlarını çağırmaktan ödün vermesin. Evlenen onlar, eğlenenler de onlar olsun, malum onların günü.
Davetli arkadaş, senin görevin o güne kadar içinde tutmuş olduğun bütün kurtları o piste bırakmak. Meydanı sakın ha boş bırakma. ‘Yok ben dans edemem, ay şimdi kalkmayım, bir sonraki şarkıda kalkarım’ filan yok. Sen at kendini ortaya, zaten alttan alttan bi kıpraşma gelecek. Unutma, düğünün eğlencesi sizden sorulur!
Canım gelin, damat bu gece senin. Sen kesinlikle oturmuyorsun zaten, bunu söylemeye bile gerek yok. Her dakikanın tadını ayrı ayrı çıkar. İnan bana zaman çok hızlı akıyor ve bi bakıyorsun size ayrılan sürenin sonuna gelmişiz. En çok sen eğlen, yay enerjini herkese. Sana bakan neşe bulsun.
Hopla, zıpla, sesin kısılana kadar şarkı söyle, nefesin kesilene kadar dans et, ağzın yırtılana kadar gül! Düğün dediğin budur. Bu nasihatı da unutma!
