loader image

Belgesel Düğün Fotoğrafçılığı Nedir?

Belgesel düğün fotoğrafçılığının en önemli noktası yaşananı yansıtabilmektir 🍃Dillerimize pelesenk olan ve haliyle kullana kullana biraz kabak tadı verse de ‘an’ı yakalamak’ diye birşey var gerçekten. Bu noktada biz belgeselcileri ayıran şey sadece o an’ı yakalamak değil aynı zamanda o an’ı doğru yakalamaktır.

Yani şöyle ki; bazen bir fotoğrafa baktığınızda ‘off çok güzel’ diyorsunuz ya, siz algılamasanız da o fotoğrafın güzel olmasının nedenleri var. Bir fotoğrafçının gözü vizörden bakarken otomatik olarak kadrajı yerleştirmeye başlar. Fotoğrafın öznesini, misal ‘gelinle damadı şimdi sağa oturtayım ki arkadaki video çeken arkadaşı da kadraja alayım’ diye direkt algılar. Bkz 4. fotoğraf😊 En kaba tabirle fotoğrafta neyin flu neyin net olması gerektiğine aynı zaman içinde karar verir yine. Hani sizin şu telefonda porte modları var, ondan bahsediyorum.

Yalnız biz bunu yaparken hem zamanla yarışıyor hem de parmaklarımızı makinemizin üstünde yer alan birtakım tekerlekler üzerinde gezdiriyoruz, o ayrı. Sonra doğru yerde olmak gerekir ki o da biraz şans işi, eğer değilsen de hızlıca doğru açıya geçersin. Tabi telefonla fotoğraf ve video çeken meraklı kalabalığı atlatabilirsen. Bazen de kendilerinden laf yersin, ‘ama biz de çekiyoruz, önümüze geçiyorsunuz’ diye. Her şey son derece kısa zamanda ve hızla olur çekimlerde. Damat geline sımsıkı sarıldı, gelinin sırtında o elleri görüyorsun ve sen görüyorsan fotoğrafa bakan kişi de görsün, hissetsin istiyorsun. Çünkü senin derdin anlatmak, o günü belgelemek. Güzeli değil olanı yakalamak. Mesela kaçırdın o an’ı diyelim, ‘yalnız Damat Bey biz o sarılmayı alamadık, bi’daha tekrarlayabilir miyiz? Evet hazırlanalım, sahneyi baştan çekiyoruz. Ahali siz de yerinize geçin, şöyle sırada durun, ben size döndüğümde alkışlamaya başlayacaksınız’ da denmiyor tabi. Parmağın, gözün, beynin hatta sezgilerin tamamen beraber hareket etmeli. Hatta bununla ilgili belgeselcilerin iyi tanıdığı Henri Cartier-Bresson’un bir sözü vardır: “Fotoğraf çekmek; insanın aklını, gözünü ve yüreğini aynı hizaya getirmesidir. 

Uzun lafın kısası çok çalışmak gerek çoook. İş bir ‘düğmeyle’ bitmiyor, ‘tekerlekler’ filan da var. Bi de önce belgesel fotoğrafçılığı bilmek ardından belgesel düğün fotoğrafçılığına geçmek gerek gibi geliyor bize.

Gözünüze güzel gelen fotoğraflarınız bol olsun. Fotoğrafçınız sizi güzel çıkarmak için değil doğal olarak yakalamak için yanınızda olsun, en azından bir belgesel düğün fotoğrafçısıyla çalışmak istiyorsanız bunları göz ardı etmeyin❤️

Eveeet, bugünkü dersimiz bittiğine göre sessizce dağılabiliriz arkadaşlar 😅